Cehennemden en son çıkarılan kişi

135- Abdullah İbn Mes’ud (r.a)’tan rivayet edilmiştir:
“Cennete en son bir adam girecektir. Cennete doğru giderken bu kişi; bazen yürür, bazen yüzüstü düşer ve bazen de yüzünü ateş yalar. Cehennem ateşini geçtiği zaman, geriye dönüp bakar ve ona:
“Beni senden kurtaran Allah’ın şanı yüce olsun. Yemin olsun ki, Allah, gelmiş ve geçmişlerden hiç kimseye vermediğini bana vermiştir” diyecek.
Derken ona (uzakta) bir ağaç gösterilir. O:
“Rabbim! Beni şu ağaca yaklaştır da, onun altında gölgeleneyim ve suyundan içeyim” der. Yüce Allah:
“Ey Adem oğlu! Onu sana verirsem benden başkasını da istersin?” buyuracak. Oda:
“Hayır, Ey Rabbim! Senden başka bir şey istemeyeceğim” deyip başka bir şey istemeyeceğine dair Allah’a söz verir. Yüce Allah, onu mazur görür. Çünkü O, kulun üzerinde sabredemeyeceği şeyi görür. Bunun üzerine onu ağaca yaklaştırır. O da ağacın gölgesinde gölgelenir ve suyundan içer.
Daha sonra ona, birinci ağaçtan daha güzel bir ağaç gösterilir. Ağacı görünce dayanamayıp:
“Ey Rabbim! Beni şu ağacın yanına yaklaştır da gölgesinden faydalanayım ve suyundan içeyim. Senden bundan başkasını istemeyeceğim” diyecek. Yüce Allah:
“Ey Adem oğlu! Bundan başkasını İstemeyeceğim diye bana söz vermedin miydi? Seni bu ağaca yaklaştırırsam yine sen başkasını isteyeceksin?” buyuracak.
O kişi, bundan başkasını istemeyeceğine dair Allah’a yine söz verir. Rabbi ise onu mazur görür. Çünkü O, onun görünce sabredemeyeceği şeyleri bilir.
Bunun üzerine yüce Allah, onu, o ağacın yanına yaklaştırır. O kişi, ağacın yanına varınca, gölgesinden faydalanır ve suyundan içer.
Daha sonra ona, cennet kapısı yanında öncekilerden daha güzel başka bir ağaç gösterilir. Bu ağacı görünce:
“Ey Rabbim! Beni şu ağacın yanma yaklaştır da gölgesinden faydalanayım ve suyundan içeyim, Bundan başkasını senden istemem” diyecek. Yüce Allah:
“Ey Adem oğlu! Bundan başkasını istemeyeceğim diye (daha önce) bana söz vermedin miydi?” buyuracak. O kişi:
“Evet, Ey Rabbim! Bu (son olsun). Senden bundan başkasını istemeyeceğim” diyecek.
Rabbi onu mazur görür. Çünkü O, onun sabredemeyeceği şeyi görmüştür. Sonra onu o ağacın yanma yaklaştırır.
Ağaca yaklaştırılınca, cennet halkının seslerini duyup:
“Ey Rabbim! (Buraya kadar gelmişken bari) beni cennete koy” diyecek. Yüce Allah:
“Ey Ademoğlu! Beni senin isteklerinden kurtaracak şey nedir? Dünya kadarını ve onunla birlikte bir mislini sana versem razı olur musun?” buyuracak. Kul:
“Ey Rabbim! Benimle alay mı ediyorsun? Sen ki alemlerin Rabbisin!” diyecek.
Abdullah İbn Mes’ud bu arada gülüp (yanındakilere):
“Niye güldüğümü sormayacak mısınız?” dedi. Orada bulunanlar:.
“Niye güldün?” diye sordular. Bunun üzerine Abdullah İbn Mes’ud:
“Çünkü Resulullah (s.a.v.)’de böyle gülmüştü”. Sahabiler, ona:
“Ey Allah’ın resulü! Niye güldün?” diye sormuşlardı. O da:
“Bu kişi, Allah’a: “Benimle alay mı ediyorsun. Sen ki alemlerin Rabbisin’ dediği zaman, Allah’ın gülmesine güldüm. Çünkü yüce Allah, ona:
“Ben, seninle alay etmiyorum. Fakat Ben, dilediğimi yapmaya kadirim buyuracak”dedi.