İlim aramak için sefere çıkmak

20- Evzâî dedi ki: Bize Zuhrî, Ubeydullah ibn Abdillah ibn Utbe ibn Mes’ûd’dan; o da İbn
Abbâs’tan haber verdi ki, ibn Abbâs (R) bir defa Hurr ibn Kays ibn Hısn el-Fezârî ile Musa’nın arkadaşı hakkında çekişmiştir. Derken onların yanına Ubeyy ibn Kâ’b uğradı, ibn Abbâs onu çağırıp: Ben şu arkadaşımla, Mûsâ’nın buluşmak için yol aramış olduğu arkadaşı hakkında çekiştim. Sen Rasûlullah’tan onun hâlini zikrederken işittin mi? dedi. Ubeyy şöyle dedi: Evet, ben Peygamber’den işittim; şöyle buyuruyordu: “Musa, Isrâîl oğulları’ndan seçkin bir topluluk içinde bulunduğu sırada ona bir kimse geldi ve: Senden daha âlim bir kimse biliyor musun? diye sordu. Musa: Hayır, bilmiyorum, dedi. Bunun üzerine Allah Musa’ya: Hayır, kulumuz Hızır vardır, diye vahyetti. Musa da onunla buluşmak yolunu taleb etti. Allah da onun için balığı alâmet yaptı. (Allah tarafından) kendisine: Balığı kaybettiğin zaman dön, muhakkak sen ona kavuşacaksın, denildi. Bundan sonra Musa deniz içinde balığın izini ta’kîb eder oldu. Musa’nın genç adamı (kendisinden kuşluk yemeğini istediği zaman) Musa’ya: Gördün mü, kayaya sığındığımız vakit ben balığın hâlini söylemeyi) unutmuşum, onu söylememi bana şeytândan başkası unutturmadı, dedi. Buna karşılık Musa genç adamına: İşte bizim arayacağımız bu idi, dedi ve izlerinin üzerinde gerisin geri döndüler. Derken Hızır’ı buldular. İşte Allah’ın kendi Kitâb’ında kıssa yaptığı şey, Musa ile Hızır’ın hâlindendir.”