Muhaddisin huzurunda okumak ve ona arz etmenin hükmü

5- Bize Abdullah ibn Yûsuf tahdîs edip şöyle dedi: Bize Leys ibn Sa’d, Saîd el-Makburî’den; o da Şerik ibn Abdillah ibn Ebî Nemîr’den tahdîs etti ki, o da Enes ibn Mâlik (R)’ten şöyle derken işitmiştir: Peygamber (S) ile birlikte oturduğumuz sırada deve üstünde bir kimse gelip, devesini mescide çökerttikten sonra bağladı. Ondan sonra:
– Hanginiz Muhammed’dir? diye sordu. Peygamber sahâbîleri arasında dayanmış oturuyordu:
– İşte, dayanmış olan şu beyaz kimsedir, dedik. O zât:
– Ey Abdu’l-Muttalib’in oğlu! diye hitâb etti. Peygamber:
– Seni dinliyorum, buyurdu. O zât:
– Ben sana bâzı şeyler soracağım, amma soracaklarım pek ağırdır; gönlün benden incinmesin, dedi.
Peygamber:
– Aklına geleni sor, buyurdu. O zât:
– Senin ve senden evvelkilerin Rabb’ı aşkına (söyle), bütün insanlara seni Allah mı gönderdi? dedi.
Peygamber:
– Yâ Allah, evet, buyurdu. O zât:
– Allah aşkına (söyle), bir gün bir gece içinde beş vakit namaz kılmamızı sana Allah mı emretti? dedi.
– Yâ Allah, evet, buyurdu.
– Allah aşkına (söyle), senenin şu ma’lûm ayında oruç tutmamızı sana Allah mı emretti? dedi.
– Yâ Allah, evet, buyurdu.
– Allah aşkına şu sadakayı zenginlerimizden alıp da fakirlerimize dağıtmayı sana Allah mı emretti? dedi.
Peygamber:
– Yâ Allah, evet, buyurunca, o zât:
– Sen ne getirdin ise ben ona îmân ettim. Kavmimin geride kalanlarına da elçi benim. Ben, Sa’d ibn Bekr oğulları’nın kardeşi Dımâm ibn Sa’lebe’yim, dedi.