Sahibinin izni olmadan bir araziyi ekmek

3403- Râfi’ b. Hadîc’ten, Rasûlullah (s.a)’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Bir kavmin arazisini izinleri olmadan eken kimseye ekinden hiçbir şey yoktur. Onun için ücreti vardır.”

3404- Câbir b. Abdullah’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah (s.a); muhâkale, müzâbene, muhabere, muâveme Müsedded; Hammâd’dan, ikisinden (Ebu Zübeyr ve Saîd b. Mîna) birisinin; el-mu’âveme, diğerinin beyu’s-sinîn (seneliğine satış) dediğini nakleder ve simyadan menetmiş, arâyâya ruhsat vermiştir.

3405- Câbir b. Abdullah (r.a)’dan; şöyle dediği rivayet edildi: Rasûlullah (s.a); müzâbene, muhâkale ve bilinir olması hariç sünyâdan nehyetti.

3406- Câbir b. Abdullah’ın şöyle dediği haber verilmiştir: Resûlullah (s.a)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Her kim Muhaberayı bırakmazsa Allah ve Rasûlü ile savaş halinde olduğunu bilsin.”

3407- Sabit b. el-Haccâc, Zeyd b. Sâbit’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasûlullah (s.a) muhâberadan nehyetti. (Sabit b. el-Haccâc dedi ki:) (Zeyd’e), muhâbera nedir? dedim. Tarlayı, çıkan mahsulün yarısı, üçte biri veya dörtte biri karşılığında alman (kiralaman) dır, dedi.

3408- İbn Ömer (r.a)’den rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (s.a), (Hayber arazisini ve bahçelerini) çıkacak ekin ve meyvenin yarısı karşılığında Hayberlilere ortağa verdi.

3409- İbn Ömer (r.anhüma)’den rivayet edildi ki: Rasûlullah (s.a), Hayber’in hurmalıklarını ve arazisini kendi mallarını kullanarak işlemeleri ve bakmaları için Hayber yahudilerine verdi. Çıkacak meyvenin yarısı Hz. Peygambere ait olacaktı.

3410- İbn Abbas (r.anhüma)’dan, şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah (s.a), Hayber’i fethetti; arazinin, beyaz (gümüş) ve sarı (altın) ne varsa hepsinin kendisine ait olmasını şart koştu.Hayberliler: “Biz çiftçiliği sizden daha iyi biliriz. Araziyi (çıkacak) meyvenin yarısı sizin yarısı da bizim olmak üzere bize ver” dediler. İbn Abbas, Hz. Peygamber’in bu şart üzere onlara verdiğini zannetti. Hurmaların toplanma vakti geldiği zaman Rasûlullah (s.a) Abdullah b. Revâha’yı Hayberlilere gönderdi. Abdullah (ağaçlardaki) hurmayı tahmin etti. Medineliler ona (tahmin etti manasına gelen “harez” kelimesine) el-haras diyorlardı. Abdullah: Şu hurma ağaçlarında; şu kadar, şu kadar hurma var, dedi. Hayberliler: Ey Revâha’nın oğlu! Bize çok söyledin (çok tahmin ettin), dediler. Abdullah: Hurmayı tahmine ben yetkiliyim. Söylediğimin yarısını size vereceğim. Hayberliler: İşte bu hak, yer ve gök onunla ayakta duruyor. Biz senin dediğini almaya razıyız, dediler.

3411- Bize Ali b. Sehl er-Remlî haber verdi, bize Zeyd b. Ebî Zerkâ, Cafer b. Bürkân’dan, önceki isnad ve mana ile haber verdi; Ca’fer, (tahamin etti manasına); dedi. “Her san ve beyaz” kelimelerinin yanında da, “yani altın ve gümüş” dedi.

3412- Bize Muhammed b. Süleyman haber verdi, bize Kesîr -yani İbn Hişâm- Ca’fer b. Bürkân’dan rivayet etti, bize Miksem’den naklen Meymûn haber verdi: Rasûlullah (s.a) Hayber’i fethettiği zaman Ravi Kesîr, Zeyd’in hadisinin benzerini zikretti, (rivayetinde): “hurmayı tahmin etti” dedi. Ayrıca; (hurmayı tahmine ben yetkiliyim cümlesinin yerine) “Hurmayı toplamaya ben yetkiliyim; size, söylediğimin yarısını vereceğim” dedi.